Onuruna koktey verilen salonda onu gördüğümde, “bu adamın boyu uzun bir de neden masanın üzerine çıkartmışlar” diye düşündüm. Yanına doğru yürüdüm. Adam masanın üzerinde değildi. Benim gibi yere basıyordu. Yanına kadar gidip selam verdim. Suratına bakmak için başımı sonuna kadar yukarı kaldırmam gerekiyordu.
(Hemen arkamızdaki Rüştü Yüce'yi rahmetle anıyorum)
Bir an fark ettim ki, ben onun sadece dirseği hizasındaydım. Tekrar yüzüne baktığımda, neredeyse elimdeki çay bardağının kontrolünü kaybediyordum. Çünkü aşağı ve yukarı bakarken, başım aslında yerle tavan arasında hareket ediyordu. Başımı bu kadar oynatarak elimdeki bardağa sahip olabilmek gerçekten zordu.
TED Kolejinin davetlisi olarak Ankara’ya gelmişti. Sene 1981 veya 82 olmalıydı. Atatürk spor salonunda patenti kendisine ait olan skyhook atışını hem profesyonel basketbolculara hem de TED’in minik sporcularına gösterdi. Ben de izleyenler arasındaydım. Skyhook atışında top onun elinden çıktıktan sonra çembere çok yüksekten düşüyordu ve bunu ondan başka, onun gibi yapabilen yoktu.
Bizim oyuncularımız aynı atışı yapabilmek için çok çabaladılar ama bir yere kadar başarılı oldular. Tribünde onları izlerken, tüm sporcuların uzunluğundan dolayı onun boyunun çok uzun olduğunu fazla fark edememiştim.
Ama aynı gece ABD elçiliğinde onun onuruna verilen kokteyde yan yana gelince bir dev adamla karşılaştığımı anladım. Hüseyin Alp de çok uzundu ama bu adamın fiziği çok farklıydı.
Bu hatıra fotoğrafı arşivimdeki unutulmaz anılardan birisi oldu.
DÜNYANIN EN BÜYÜK BASKETBOLCULARINDAN BİRİSİ
Fotoğrafın çekildiği tarihte, o dünyanın gelmiş geçmiş en büyük basketbolcularından birisiydi ve halen aktif sporculuk yaşamına devam ediyordu. Ferdinand Lewis Alcindor olan adını, Müslümanlığı seçtikten sonra Kareem Abdul Jabbar olarak değiştirmişti. Ama biz ona kısaca Kerim Abdülcabbar diyorduk.
Dünyaca ünlü boksör Muhammed Ali Clay gibi, sonradan Müslümanlığı seçen ünlü basketbolcu, aynı zamanda sıkı bir de aktivistti. 2.18 boyundaki dev oyucu, daha oynarken, NBA’nın unutulmazları arasına girmişti.
Tüm zamanların en iyi oyuncularından kabul edilen Abdul-Jabbar, basketbol literatüründe 5 numara ile tabir edilen merkez pozisyonda oynadı. Kariyeri boyunca 38.387 sayı kaydetti, ki bu rakam NBA'da bir oyuncunun kariyeri boyunca ulaşabildiği en yüksek rakam oldu. 6 defa en değerli oyuncu olma başarısını gösterdi, NBA'de 20 sezon geçirip 1989'da profesyonel basketboldan ayrıldı.
HARLEM’İN 1 MİLYON DOLARINI REDDETTİ
NBA kariyerine başlamadan önce Harlem Gezginleri kendisine onlarla beraber oynaması karşılığında 1 milyon dolar önermiş olsa da o bu teklifi gülerek reddetti. 1969'da Milwaukee Bucks tarafından draft edildi. NBA'e girdiği ilk yıl oldukça başarılı bir performans gösteren Alcindor sayı ve ribaunt krallığında ikinci oldu ve yılın çaylağı seçildi.
1970-71 sezonunda MVP seçildiği ve şampiyon olduğu maçtan bir gün sonra 1 Mayıs 1971'de ismini Kareem Abdul-Jabbar olarak değiştirdi.
1975 yılında Los Angeles Lakers'a geçen yıldız oyuncu, takıma 1979'da Magic Johnson'ında dahil olmasıyla beraber NBA'de iyice dominant duruma geldi ve 6 şampiyonluktan sonra profesyonel basketbol yaşamına veda etti.
YAŞAMINDAKİ DÖNGÜLER
Şu anda 70 yaşında olan Kerim Abdülcabbar, basketboldan sonraki yaşamını aktivist olarak sürdürdü. Lösemi hastalığını yendi.
Fikirlerini söylemekten çekinmedi. ABD Başkanı Trup’u en ağır eleştirenler arasında yer aldı. Siyahların yaşam hakları için mücadele etti. Basketbol oynarken rakibinin parmağının gözüne gelmesi sonucu retinası yırtıldığı için basketbol yaşamını ve sonrasını gözlükle sürdürmek zorunda kaldı.
Basketbolu bıraktıktan sonra efsane oyuncu Bruce Lee’den dövüş dersleri aldı. Hatta Burce Lee ile bir aksiyon filminde (Game of Death) birlikte oynadı.