ŞARABI VE TARİHÇESİYLE KALECİK

Hititlerde Marassantiya, Antik dönemde Halys adıyla kayıtlara geçen Kızılırmak, bin 355 kilometrelik kıvrımlarıyla Türkiye’nin en uzun nehri. Sivas Kızıldağ’dan doğup Bafra deltasında Karadeniz’e ulaşırken 8 baraj ve 10 ilden geçiyor.



Geçtiği topraklara bereket saçan Kızılırmak, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaparken doğal bir sınır da oluşturmuş. Kırıkkale’yi geçip Kalecik önlerine geldiğinde İdris dağından akan Keçi Deresi ve Ulu Derenin kar sularıyla buluşarak Kalecik’e has bir iklim oluşturuyor. İşte dünyaca ünlü Kalecik Karası üzümlerinin sırrı burada yatıyor.

Ankara’ya 70 km. uzaklıktaki Kalecik ilçesinin tarihi Milattan Önce 4 binlere kadar uzanıyor. Hattiler, Hititler, Frigler, Persler, Makedonlar, Romalılar, Bizans,Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde hep var olmuş.



Ünlü Ankara tiftik dokumaları, dericilik, ipek böcekçiliği, bakırcılık, bağcılık ve diğer tarım ürünleriyle önemli bir merkez. Kalecik, içerisinde doğal kaleye sahip olan Ankara’nın tek ilçesi. 

Cumhuriyet döneminde, Atatürk’ün Kastamonu’ya giderken Şapka’yı ilk tanıttığı ilçe Kalecik’dir. Büyükşehir Belediyesi, tanıtım yapılan evin restorasyonu konusunda karar almış ve müze haline getirilmesi için çalışma başlatmış diye bir zamanlar duymuştuk.



Develioğlu Köprüsü başta olmak üzere ilçedeki 28 tarihi konak ve eser için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgisi bekleniyor.



Üzüm diyarı Kalecik, her yıl düzenlenen bağbozumu festivalinin yanında, özellikle  doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla bir kültür sanat merkezi olma uğraşısını sürdürüyor.